30 Eylül 2008 Salı

Çiya - Kadıköy Çarşı

Ben ki kebaptan anlarım, Çiya benim bile ligimin çok üstünde bana kalırsa..

Sanıyorum geçen kıştı, Halil'in iş arkadaşları ile gitmiştik ilk kez Çiya'ya. Bana bir tuhaf gelmişti Kadıköy Çarşısı'Nın içinde bir "lokantaya" gitmek ama, anlaşılan lokanta değilmiş gittiğimiz yer.
Çarşının içinde birden çok restoranı var Çiya'nın; bir tanesi ev yemeği yapıyor, diğer ikisi ise kebap işi ile ilgileniyor. Bizim gititğimiz iki katlı bir kebap salonuydu; girişte içli köfte, minik pideler, sıcak aperatiflerin bulunduğu bir büfenin yanında salata büfesi bulunuyor. Fakat yanlış anlamayın; öyle Pizza Hut'ta yediğiniz salatalardan değil; zeytinyağlı patlıcan dolmasından börülceye kadar birçok meze ve zeytinyağlı bulunuyor. seyretmek ile şölen gibi.

Benim canım bu büfedeki şeyleri deliler gibi denemek istediği için ben sadece çöp şiş siparişi verdim; Halil ise abugannuş istedi. Ve hemen alt kata inip mezelerden tabağıma doldurmaya koyuldum. Yoğurtlu Patlıcan, Kürt Köftesi, Zahter, Avrat Salatası, Murç, Dolma, Kör Köfte, Mahammara gibi bilimum antep (sanıyorum) mutfağının örneklerini tabağıma doldurdum. Kör Köfte inanılmaz değişikti, Zahter de. Neyse.. herşeyden birer tatlı kaşığı aldığım için sorun olmadı.. :) Bunun dışında birer fındık lahmacun (olmazsa olmaz), peynirli pide aldık oburluğumuza doymadığımız için.

Yemeğimizi ellerimizle yedikten sonra hesabı alana kadar ise garson bize, denememiz için iki şey bardak elma ve böğürtlen şerbeti getirdi. Hiç bilmediğim bu tadları denemek gerçekten de harikaydı.

Garsonların ilgisi, yayık ayranının tadı, kebapların acısının kıvamı ve mezelerin muhteşemliği ise beni benden aldı.

Gerçek bir kebap deneyimi yaşamak ve bunu da pahalı görünen ama aslında fabrikasyon iş yapan kebapçılarda aramak istemiyorsanız, bence bir yolunu bulun ve Kadıköy Çarşı'ya gidip Çiya'da yemek yiyin. Eminim beni anlayacaksınız.

www.ciya.com.tr (Web sitesi kesinlikle ziyaret edilmeli.Tam bir kültür bomardımanı yaşacaksınız)

Çiya Kebap

Caferağa Mah. Güneşlibahçe Sk. 48/B Kadıköy - İstanbul
Tel: (216) 336 30 13 - Faks: (216) 349 19 02

Çiya Kebap 2

Caferağa Mah. Güneşlibahçe Sk. No: 44 Kadıköy - İstanbul
Tel: (216) 418 51 15 - Faks: (216) 349 19 02

Çiya Sofrası

Caferağa Mah. Güneşlibahçe Sk. No:43 Kadıköy - İstanbul
Tel: (216) 330 31 90 - Faks: (216) 349 19 02

29 Eylül 2008 Pazartesi

Marmara Pastanesi - Feneryolu Kadıköy

Beykoz'a taşınmadan önce Feneryolu'nda otururduk. O nedenle de "mahalle" ne demek çok iyi bilirim; ekmeğimizi fırından alırdık, domatesimizi manavdan, leblebi yeni kavrulmuş olurdu kuruyemişçide, gazetemizi getirecek kapımız olmadı hiç. Bunun için de tüm mahalle tanırdı beni. Sabahları pijamamın üzerine kırmızı paltomu giyer badi badi bakkal çakkal gezerdim..

Geçenlerde kız kardeşim Aysu ile de yad ettik eski günleri. Farkettik ki bazı tadlar hala damağımızda. Ama bu tadlar çok güzel olduğu için değil, sadece bizim için çok güzel şeyler ifade ettiği için. Örneğin, küçükken yediğim şemsiye çukulataların binbir kat daha güzli truffle'lar yiyorum ama ne zaman bir yerde şemsiye çukulata ile karşılaşsam almadan edemiyorum. Ya da Mabel sakız; artık Neo bilmemne sakızlar yaptılar, çiğnerken içinde sular patlıyor, ama ben yine de Mabel sakızın kayışvari tadını hiçbirşeye değişmem.

İşte Marmara Pastanesi o zamanlardan kalan bir tad benim için. Onun için de çok değerli.

Hatırlarım; bir 10 dk kadar yürürdüm Marmara Pastanesi'ne gidebilmek için. Muhteşem "pizza"ları (hani pastane hamurundan yapılan domatesli, sosisli pizzalar vardır ya), tadından yenmeyecek pastaları vardı. Hatta hatırladığım kadarıyla ilk Marmara Pastanesi'nde görmüştüm beyaz çukulatalı pastayı. Belki de beyaz çukulatayı. Ufacık bir pastayı, dilim dilim kestikleri beyaz çukulata ile süslemişlerdi. Alamamıştım, pahalıydı. ..

Birkaç hafta önce, tam da Ramazan ayı gelmeden son pazar günü, Halil ile kahvaltı etmeye gittik Marmara Pastanesi'ne. Biliyorum, kahvaltı için o kadar da uygun bir yer değil. Zaten kahvaltı tabakları falan da yok. Ama benim için o kadar çok şey ifade ediyordu ki pastane, tadına doyum olmadı gerçekten de.

Neler yediğimize gelince, jambonlu kaşarlı poğaça (pek sevmedim, tavuk jambonmuş, bize söylememişlerdi), pizza ( yorumsuz :)) ), su böreği, birkaç çeşit de çukulatalı eklerle pasta arası tatlı. Tatlı yemeden duramam biliyorsunuz. Hepsinden öyle keyif aldım ki şaşarsınız. Hele bir de, fabrikasyona dönmemiş demleme çaylarımı güpür güpür içince midem bayram etti.

Tel: 0216 567 8557
Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü Karşısı

12 Eylül 2008 Cuma

ARANAN KÖFTECİ- Ayvalık/Balıkesir


20 senedir her yaz Ayvalığa gidiyorum. Rakı-Balık , egenin muhteşem mezeleri ve enfes zeytinyağıyla gurmeler için başlıbaşına bir cennet, benim içinde tabii =). Sanılanın aksine bu saydıklarımın dışında meşhur bir özelliği daha var. Ayvalık’ın içindeki halde Esat Özağra’nın sahibi olduğu Aranan Köfteci’de isminin hakkını vererek ilk ziyaret ettiklerim arasında yer alıyor her gidişimde.

Gelenlerin güleryüzlü garsonlar hatta bazen bizzat Esat Usta tarafından karşılandığı bu küçük ama güzel restoranda her yaştan insana rastlayabilirsiniz. Ayvalıklılar çorba içmeye gelirken buranın methini duymuş yazlıkçılar muhteşem köftelerin tadına bakmaya geliyor.

Menü çok çeşitli değil, Izgara Köfte, kendi zeytinyağlarıyla ( Bu bence ayrı bir yazı konusu olmalı) hazırlanmış piyaz, yoğurt, pilav, cacık, kurufasulyeden oluşuyor. Ben şu ana kadar hepsini denedim ama bu yazıya konu olacak olan tabiiki favorim olan ızgara köfte.

Izgara köfteler porsiyon açısından gayet doyurucu ama öyle lezzetliler ki ilave yaptırmamak hata olur diye düşnüyorum. Köfte yapımı kolay bir yemek olmasına rağmen kişisel fikrim güzel yapan yerlerin çok olmadığı. Aranan Köfteci’de köfteler ızgara köfteye yakışır hafiflikte, baharatı tuzu tam yerinde. Servis yapılırken yanına közlenmiş biber , yeşillik ve domates konuluyor. Benim dışarıda yemek yerken özellikle en dikkat ettiğim bu yeşilliklerin tazeliği, burada herşey taptaze sunuluyor.


Gelelim, tadabileceğiniz en lezzetli zeytinyağıyla servis edilen piyaza. Bildiğimiz piyazı güzelleştiren bu zeytinyağı kesinlikle. Açık yeşil rengini görür görmez muhteşem aromaya sahip olduğunu anlaşılıyor. Meraklı olanlar Esat Usta’dan zeytinyağı ve zeytin alabiliyor.

Herkes tercih etmesede köfte ve piyazın yanına yoğurt almanızı da tavsiye ederim. Öyle taze ve öyle hafifki denediğinize pişman olmayacaksınız.

Dediğim gibi menüdeki diğer yemekleri de denedim hepsi gayet başarılı. Mekan ufak ama hem içerde hemde dışarda beklemeden yer bulabilirsiniz tabii günlerden Cumartesi değilse.

Benden 10 üzerinden 9.

Ayvalık’a yolu düşenlere şiddetle tavsiye edilir.


Adres: Aranan Köfteci- Esat Özağra
Belediye Sebze Hali Ayvalık
Tel: 0266 312 17 86

7 Eylül 2008 Pazar

İst Cafe - İstiklal Caddesi Beyoğlu

İftarlar başladı. Ben de uzun zamandır görüşemediğim bilimum arkadaşım ile iftar yemeklerinde görüşebiliyorum. Bu haftasonu lisanstan sınıf arkadaşlarım ile İst Cafe'de çok güzel bir iftar yaptık. Bundan önce de birkaç kez İst Cafe'ye gitmişliğim,çok güzel pizzalar ve makarnalar yemişliğim vardır ama bu cumartesi yediğim iftar yemeğinin tadı damağımda kaldı inanın.
Gidenler bilirler, İst Cafe, İstiklal Caddesi'nin üzerinde, Taksim'den Galatasaray'a giderken Fransız Konsolosluğu'nu geçtikten az sonra sağda. Girişinden mekanın ufak bir yer olduğu sanılsa da aslında İst Cafe'nin yandaki sokağa da bakan bir "vitrini" var, içerisi labirent gibi, her köşede masalar var. Ve hatta bu haftasonu gördüm ki ikinci bir katı da varmış. Biraz sıcak olsa da (klimalar bozukmuş) güzel bir masa ayırmışlar 15 kişilik grubumuza. Birçok yeni restoranda olduğu gibi İst'te de mutfak, camekanla ayrılmış ve içerisini seyredebiliyorsunuz. Garsonlar inanılmaz candan, koşuşturup duruyorlar. (Dolayısıyla da bizden güzel bir bahşiş kopardılar:) )

Neler yediğimize gelince... İst'de Ramazan boyunca haftanın yedi gününe özel yedi menü oluşturulmuş; bizim yediğimiz cumartesi menüsünde çorba (süzme mercimek), ana yemek (beğendili kebap), salata, iftariyelik (hurma, peynir, zeynin.. vs), sigara böreği, tatlı ve çay vardı. Bir de sınırsız soğuk su. Yemekler gerçekten de harikaydı. Tadları o kadar güzeldi ki beğendili kebabı ekmekle sıyırmak falan istedim (ki hiç adetim değildir!?). Dahası tüm bunlara ne kadar verdik?? : fiks 17,50 YTL. Şookk! Yok dedim, inanamadım ama gerçekten de bu kadar ucuz. Tatlı olarak verdikleri şekerpare herkese yetmeyince aramızdan bazılarına güllaç, bazılarına puding vari bir tatlı verdiler. Eh.. Bu da aramızda anlamazlığa sebep oldu tabii ki. Neyse ki Halil benimle güllacını paylaştı.

Ama bence asıl güzellik garsonun canla başla bize yemek yetiştirmeye çalışması ve bunları yaparken bir kez üflemeden ve falso yapmadan uğraşmasıydı. Takdir ettim.

Bence İst 10 üzerinden 8,5 alır.(Rivayete göre muhteşem brunch masaları da varmış. Ramazan sonrası denemeye karar verdim.)

P.S. : Lütfen kusura bakmayın,oburluktan (ve tabii ki sohbetin tadından) kendi yediğim yemeklerin fotoğrafını çekemedim; bu sebepten internet sitesinden aldığım fotoğrafları sizerle paylaşıyorum. Bir kez daha gittiğimde söz çektiğim resimleri ekleyeceğim.

İst Cafe
Adres : İstiklal Cad. No:10/12 Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 251 79 44 - 45
Fax: 0212 251 79 45
Paket Servic : 0212 251 79 51
www.istcafe.com